HARUN SEKMEN/İSTANBUL
Türkiye’nin vicdanı Lütfü Oflaz Akit’e konuştu. “Terk etmedi vicdan beni” başlıklı yazısının yayınlanmaması üzerine Star gazetesinden ayrılan Lütfü Oflaz, gazetemize önemli açıklamalarda bulundu. Lütfü Oflaz’ın Star gazetesinden ayrılmasına, medya çok geniş yer verdi. Muhalefet medyasında Lütfü Oflaz’ın “Türkiye’nin vicdanı” olduğunu anlatan haberler, yorumlar yer aldı. Lütfü Oflaz, “Sağcısından solcusuna herkesin saygı duyduğu insan” olarak anlatıldı. İşte biz bütün bu konuları Lütfü Oflaz’la konuşmak istedik. Biz sorduk, o anlattı.
AKİT: Lütfü Bey; siyasi görüşleri, yaşam tarzları farklı kesimler sizin için “Türkiye’nin vicdanı” diyor. Sizce bunun nedeni ne?
OFLAZ: Çünkü ben hep vicdanımın sesine kulak vererek yaşadım ve yazdım. Bunun içindir ki darbe dönemleri gibi zulüm dönemlerinde insanlar zulüm görürken “Bana ne, bana dokunmayan yılan bin yaşasın” demedim. Örneğin 12 Eylül darbesi dönemindeki hukuksuz yargılamalara, yargısız infazlara, insanları insanlığından çıkartan işkence gibi uygulamalara karşı ilk insan hakları kampanyasını başlatan benim. Darbeci zalimlerin zulümlerine kalemimle ve eylemlerimle direnen benim. 28 Şubat darbesi döneminde dünyanın en çok okunan üç dergisinden biri olan Gırgır dergisinin devamı Leman dergisinin yazarıydım. Leman dergisi solcu gençlerin en çok okuduğu yayın organıydı. 28 Şubat darbesi döneminde dindarlar zulüm görürken, işte bu dergide bir yazı yazdım. Yazım “Zulme karşı direneceğiz” diye başlıyordu. “Yılgınlık yok, direniş var” diye bitiyordu. Bu yazımla solcu gençleri dindar gençlerle birlikte zulme karşı el ele yürümeye çağırdım. Bu yazım yayınlandığı zaman binlerce solcu genç İstanbul Üniversitesi’nin önünde dindar gençlerle buluşup zulme karşı birlikte yürüyüşe geçti. Zulme karşı bu birlikte yürüyüş 28 Şubat döneminin en etkili eylemiydi. Benim yazımda geçen “Zulme karşı direneceğiz; yılgınlık yok, direniş var” cümleleri o dönemde slogan haline geldi.
Sizin daha önceleri de “Susma, sustukça sıra sana gelecek” gibi cümleleriniz slogan haline gelmişti değil mi?
Evet, ben insanları hep zulme karşı suskun kalmamaya çağırdım. Zalimlere karşı hep direnmeye çağırdım. Kalemime “Zalim kim olursa olsun ona karşı ol; mazlum kim olursa olsun ondan yana ol” öğüdünü verdim. Bana “Türkiye’nin vicdanı” deniliyorsa bunun içindir.
Kısa süre önce yazarı olduğunuz Star gazetesinden ayrıldınız. Bunun üzerine yerli ve yabancı medyada çok yorumlar yapıldı. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Davet edildiğim her yayında yazmış bir yazarım. Davet edilmem üzerine sağcı gazetelerde de solcu gazetelerde de yazdım. Ama sağcı gazetelerde ne yazdıysam solcu gazetelerde de onu yazdım. Solcu gazetelerde ne yazdıysam sağcı gazetelerde de onu yazdım. Benim için nerede yazdığım değil, özgürce yazmam önemlidir. Sonuçta Star gazetesi beni davet edip yazdırdı. 13 ay boyunca kendi kafama göre yazdım bu gazetede. Yayın politikasından farklı yazılar yazdım. 13 ayın sonunda yazıma müdahale geldi. Bu gazetedeki yazarlık serüvenim de böyle bitti. Bir işe başlamak ne kadar normalse, o işi sonlandırmak da o kadar normaldir.
Star gazetesinden ayrıldıktan sonra farklı gazetelerden yazarlık teklifi aldığınız yazılıp konuşuldu. Doğru mu bu?
OFLAZ: Farklı gazeteler “Bizde yazmanızdan onur duyarız” diyerek bana davet yaptı. Ama bu konuda henüz karar vermedim. Bu konuyu bir süre düşüneceğim.
Çünkü ben iktidarın yanlışlarını eleştirdiğim gibi, doğrularına da doğru diyen biriyim. Benim gibi birine uzun süre tahammül ederler mi, bunu düşünmekteyim. Kaldı ki ben ille de yazayım, bir gazetenin köşesinde olayım diye çaba harcayan biri değilim. Yazarlık yaşamım boyunca yazmaya zaman zaman ara verdim. Yazmaya yine bir süreliğine ara verebilirim. Dediğim gibi bu konuda henüz bir karar vermedim. Bir süre düşüneceğim.
2019’DA EN GÜÇLÜ ADAY ERDOĞAN’DIR
“Biliyorsunuz 2000 yılında en sağdan en sola kadar siyasi görüşleri, yaşam tarzları farklı çevrelerce “Cumhurbaşkanını halk seçsin, adayımız Lütfü Oflaz” denilerek cumhurbaşkanlığına aday gösterilmiştim. Hatta o dönemde şimdiki cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, “Lütfü Oflaz benim de gönlümdeki cumhurbaşkanı” demişti. 2019’daki cumhurbaşkanlığı seçiminde Tayyip Erdoğan’ın karşısına konulacak CHP’li bir aday seçimi kazanamaz. Hele diğer muhalefet partilerinin adayları seçimi hiç kazanamaz. Başta CHP olmak üzere muhalefet bunu çok iyi biliyor. Şu gerçek ki 2000 yılında cumhurbaşkanını halkın seçmesi durumunda en güçlü aday bendim. Ve yine şu gerçek ki 2019 yılında en güçlü cumhurbaşkanı adayı Tayyip Erdoğan’dır.“